Kültür ve Turizm Bakanlığı ile “Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme İş Birliği Protokolü”
Millî Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında Mesleki Eğitim İş Birliği Protokolü imzalandı. Protokol ile turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayarak istihdama katkı sağlanacak.
Millî Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında Mesleki Eğitim İş Birliği Protokolü Atatürk Kültür Merkezi’nde imzalandı. Törene Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İl Millî Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz ile Türkiye Otelciler Birliği ve Türkiye Otelciler Federasyonu üyeleri katıldı.
İmza töreninde konuşan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, en öncelikli alanlarından bir tanesinin mesleki eğitimi güçlendirmek olduğunu, yıllardan beri sıkıntılı olan mesleki eğitimin artık toparlandığını, ayağa kalktığını ve geleceğe ümitle baktığını ifade etti.
Mesleki eğitimdeki en kritik adımlardan birinin paradigma değişikliği olduğuna işaret eden Özer, şöyle konuştu: “O paradigma değişikliği şu: Daha önce işverenler ile sektör temsilcileri mesleki eğitim mezunlarının kendilerine gelmelerini beklerken Millî Eğitim Bakanlığı olarak artık sektör temsilcilerine dedik ki ‘Mesleki eğitimi birlikte yenileyelim. Müfredatı birlikte güncelleyelim. Öğrencilerimizin işletmedeki beceri eğitimini, stajlarını birlikte planlayalım. Mesleki eğitim için çok kritik olan ve öğretmenlerimizin güncel bilgileri, teknolojileri takip etmesine imkân veren işbaşı ve mesleki gelişim eğitimlerini birlikte dizayn edelim. Aynı zamandan sektördeki uzmanlar okullarımıza gelsin ders versinler. Başarılı öğrencilere burs verelim. En önemlisi öğrenciler mezun olduktan sonra da sektörün tüm temsilcileri, eğitim süreçlerini bildiği için istihdamda öncelik verirler.’ Dolayısıyla bizim kaba hatlarıyla çizmeye çalıştığımız bu süreç eğitim, üretim ve istihdam bağının güçlendirilmesiyle ilgili en önemli süreçlerden birisi.”
Bu alandaki ilk ve en kapsamlı adımı Kültür ve Turizm Bakanlığıyla attıklarını, mesleki ve teknik Anadolu liselerinde turizm alanındaki programlarda Bakanlığın sektör temsilcileriyle talep ettiği çerçevede ciddi bir müfredat değişikliği yaptıklarını anlatan Özer, ilk defa mesleki ve teknik Anadolu liselerinde İngilizce, Rusça ve seçmeli bir dil olmak üzere 3 dilde eğitim verilebildiğini belirtti.
Bakan Özer, Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinasyonunda otellerle yapılan alt anlaşmalar çerçevesinde öğrencilerin 9. sınıftan itibaren ücret almaya başladıklarına değinerek bir taraftan istihdama öncelik sağlanırken diğer taraftan öğrencilerin lisede okurken ceplerine para girmesi ve kendi ihtiyaçlarını giderebilir hâle gelmesinin mesleki eğitimin ayağa kalkmasında önemli bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.
Bugün Kültür ve Turizm Bakanlığıyla başlattıkları mesleki ve teknik alan üzerindeki tek kanatlı iş birliğinin ikinci kanadını taktıklarını dile getiren Özer, mesleki eğitim merkezlerinin geleneksel kalfalık, çıraklık, ustalık eğitiminin yapıldığı yer olduğunu kaydetti.
Mesleki eğitim merkezlerinin önemine dikkati çeken Özer, “Öğrenciler, haftada bir gün okula gidiyorlar. Diğer günlerin tamamında işletme ve beceri eğitimi alıyorlar. Dolayısıyla sektör temsilcilerinin doğrudan eğitim sürecinde yer aldığı bir eğitim türünü oluşturuyor. 3308 sayılı mesleki eğitim kanunu çerçevesinde de 4 yıl boyunca buradaki öğrenciler asgari ücretin en az üçte biri kadar da ücret alıyorlar. Aynı zamanda devlet tarafından iş kazalarına ve meslek hastalılarına karşı da sigortalanıyorlar.” bilgilerini paylaştı.
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, mesleki ve teknik Anadolu liselerindeki mezunlarının istihdam oranının yüzde 50’nin üzerinde olduğunu aktararak şunları anlattı: “Mesleki eğitim merkezlerinden mezun olanların eğitim aldıkları alanlarda istihdam oranı yüzde 88’ler civarında. Bu, yüksek bir istihdam oranına sahip. Çünkü sektörle birlikte süreç yönetiliyor. Sektör 4 yıl emek verdiği, mesleki gelişimini birebir takip ettiği bir öğrenciyi mezun olduğu zaman da istihdam etmek istiyor. Mesleki eğitim merkezindeki öğrencilerin mezun olduklarında işletmede, beceri eğitimi aldıkları firmalarda, işletmelerde istihdam oranı ise yüzde 75. Yani mesleki eğitim merkezinden mezun olanların dörtte üçü 4 yıl boyunca eğitim aldıkları yerde istihdam edilmeye devam ediliyor. İşte bugün bunu, Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile turizm sektörüne de yaygınlaştırıyoruz ve İstanbul’da ilk pilot uygulamasını bu protokolü imzalayarak gerçekleştireceğiz. Artık İstanbul’da ayrı binalarda mesleki eğitim merkezi olmayacak. Otellerde mesleki eğitim merkezini kuruyoruz. Daha önceden mesleki eğitim merkezlerinde yabancı dil eğitimine hiç başlamadık. Mesleki eğitim merkezleri, daha çok sanayi bölgelerindeki insan kaynağı ihtiyacını karşılamak için aktif olarak kullanılan bir eğitim türü oldu. İlk defa mesleki eğitim merkezlerinde bir segment yükselimi gerçekleşiyor, yabancı dil ağırlıklı bir eğitim vereceğiz. Bu iş birliği bağlamında çok önemli bir açılım olacak. Kat sayı uygulamasından beri işittiğimiz ‘Aradığım elemanı bulamıyorum.’ retoriği inşallah artık tarih olacak.”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Bakanlık olarak Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğinde sektörde meydana gelen gelişmeler ile eğitim sisteminin eş güdümünü sağlamak amacıyla bir süredir üzerinde titizlikle çalıştıkları konuları resmîyete dönüştürdüklerini belirterek şöyle devam etti: “Hem sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılamak hem de istihdama katkı sağlamak amacıyla iki bakanlık olarak böyle bir çalışmayı başlattık. Değerli katkılarından ve anlamlı desteklerinden dolayı başta Millî Eğitim Bakanımız olmak üzere değerli sektör temsilcilerimize teşekkürlerimi sunmak isterim.”
“Türkiye bugün, turizm çeşitliliğine sahip bir ülke konumuna gelmiştir”
Türkiye’nin turizm alanında potansiyelini her geçen gün arttırmaya devam ettiğine dikkati çeken Bakan Ersoy, “Türkiye bugün, sadece sahilleriyle turist bir çeken ülke olmaktan çıkıp aynı zamanda zengin kültürüyle, kadim tarihiyle, medeniyetin beşiği şehirleriyle çok güçlü bir turizm çeşitliliğine sahip bir ülke konumuna gelmiştir. Küresel kriz ortamında ve pandemi koşullarında dahi dünyada ilk güvenli turizm programını uygulayan ülkelerden biri olarak turizm sektörünü canlı tutmaya devam ediyoruz. Bu çok başarılı bir program oldu ve bütün dünya tarafından da uygulanmaya alındı ve uygulanmaya da devam ediyor.” diye konuştu.
Mehmet Nuri Ersoy, var olan bu turizm potansiyelinin etkin bir şekilde yönetilmesi ve geliştirilmesi, insan kaynaklarının doğru şekilde değerlendirilmesiyle yakından ilişkili olduğunu altını çizerek şunları kaydetti: “Bu açıdan bugün imzaladığımız protokol hem turizm hem de eğitim planlamamız açısından çok önemli bir adımdır. Protokol çerçevesinde inşallah ilk uygulamayı sektörle sıkı iş birliği içerisinde İstanbul’da başlatacağız. Ardından da turizm sektörünün yoğun olduğu bölgelerden başlayarak bu projeyi yaygınlaştıracağız.
Diğer taraftan protokol kapsamındaki okullarda görev yapan yöneticilere, öğretmenlere ve sektör temsilcilerine yönelik hizmet içi eğitim verilerek turizm sektöründe çalışanların kalfalık, ustalık ve usta öğreticilik sınav ve belgelendirme faaliyetlerinin tanıtımı ve katılımların artırılmasını da bu program dâhilinde hedefliyoruz. Ayrıca bu çalışma kapsamında alan öğrencilerinin mezuniyetleri sonrasında istihdamlarının sağlanması, en önemli amaç olarak belirlenmiştir. Mesleki İş Birliği Protokolü’nün tekrardan hayırlı olmasını özellikle diliyorum ve bu protokolün en büyük özelliği öğrencilerle sınırlı olmaması. Her yaş grubundan 40 yaşında da 50 yaşında da olsa bu sektöre adım attıysa Millî Eğitim Bakanlığımızın bu mesleki eğitim kursundan yararlanabiliyor. Meslek eğitimini alıp yetişmiş eleman, nitelikli eleman şeklinde sektörümüze adım atıyor. Bu açıdan da bu program çok faydalı.”
Müfredat değişikliğiyle artık MEB’e bağlı turizm meslek liselerinde okuyan öğrencilerin 3 farklı yabancı dil öğrenmelerinin sağlandığını aktaran Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “İngilizce ve Rusça mecburi lisan oldu. Fransızca, Çince, Arapça ve Almanca gibi herhangi bir tanesi üçüncü lisan olarak seçmeli ders oldu. İleride öğrenciler turizm yapmayacaksa bile kariyeri açısından lisan öğrenmeleri çok önemli bir şey.”