YÖNETİCİ GÖREVLENDİRME SÜRECİ
YÖNETİCİ GÖREVLENDİRME SÜRECİ
Uzun zamandır, içerisinde bulunduğum Web’de Öğren platformlarında insanlar yöneticilik üzerine birşeyler yazıyor, sorularını, taleplerini, beklentilerini dile getiriyor.
Doğal olarak, herkes olaya kendi penceresinden bakıyor.
Aşağıda yazacaklarımın tamamını birileri bir sekilde dile getirdi.
Ben de onları kendi süzgecimden geçirip biraz da ironi katarak, kendi adıma Nalıncı Keseri ile yontarak tekrar dile getireceğim.
Yönetici atama sürecinde ve atandıktan sonra beklentilerim şunlardır;
* Yönetici atama yönetmeliğinin benim en kolay şekilde başvuracağım şartlarda olmasını, bana özel olmasını istiyorum.
* Atanacağım yer en iyi, eve en yakın ve işi kolay bir okul olmalı, en baba müdürü, en iyi ilçe/il müdürlüğü personelini istiyorum.
* Benim istediğim okula başkası tercih yapmasın, yapsa da puanı beni geçmesin, geçse de benim özelliklerime göre bana ek puan verilsin istiyorum.
* Müdürüm bana angarya iş vermesin, öğretmenler karşımda saygı ile dursun, problem çıkarmasın, DYS’ye, e-okula, MEBBİS’e diğer müdür yardımcısı baksın, ekders ve maaş işlemlerini müdür yapsın istiyorum.
* Sabah okula 9 da geleyim, zil çalınca öğretmenler ile beraber çıkayım, ikili öğretimden 2 saat alayım, DYK dan ders alayım, hafta sonu puanı alayım, hafta sonu okula gitmeyim, okulu da müdür açsın; kurs merkezi sorumlusu o zaten.
* 2-3 yıllık öğretmen iken merkezdeki 2.500 öğrenci, 100 öğretmenli okula yönetici olayım, 4 sene sonra yerimde kalmak için bana 10 puan ekstra verilsin. Hatta, ben istediğim sürece orada kalayım istiyorum.
* Bu müdürü sevmezsem, o gitsin başkası gelsin, ya da en iyisi seneye müdür yardımcısı olurken kullandığım EKYS puanı ile ben müdür olayım buraya. Ayrıca bu süreçte okul münhale çıkmasın istiyorum.
* Canım sıkılırsa, işler zor gelirse istediğim tarihte istifa edip “oooo piti piti karamela sepeti” diyerek öğretmen olarak okul seçeyim. Sonra o okulda ya da başka okulda görevlendirme müdür yardımcısı olayım istiyorum.
* Sınavda aldığım puanı bankaya koyayım her sene %10 artsın. İstediğim zaman o puanı derin dondurucudan çıkarıp istediğim kademede idareci olayım istiyorum.
Çok şey mi istiyorum acaba?
Hayaller Paris, gerçekler Yozgat
Bunları hayal ettim ama bakın neler yaşadık, neler oldu;
Öğretmenliğimin 10. Yılında Müdür yardımcısı oldum. O zamanki yönetmeliğe göre 5 yıl öğretmenlik yapma şartı vardı.
Müdür olmak için de 3 yıl Müdür Yardımcılığı şartı. Ayrıca kurum tipleri vardı A,B,C şeklinde…
15. Yılımda müdürüm emekli oldu vekalet bana kaldı. Tam 4 yıl yönetmelik çıkmadı. Müdür vekilliği yaptım. Puan olarak zarar ettim.
2009 yılında çıkan yönetmeliğe göre başvuru yaparak kendi okuluma Müdür oldum. 6 ay sonra Danıştay iptal etti.
2010 daki Yönetmeliğe göre açılan sınava girdim. Yine kendi okuluma müdür oldum.
2014 te Müdür Pandemisine yakalandım. 1 yıl komada kaldım.
2015 teki Yönetmeliğe göre mülakat ile yine, yeniden başka bir okula müdür oldum.
Kısacası 4 farklı yönetmeliğe göre idarecilik yaptım, ayrıca idareci iken 5-6 farklı yönetmeliği de gördüm…
Kıssadan Hisse;
Yarın ne olur bilinmez.
Mevcut yönetmelik ne ise ona göre hareket etmek ve uyum sağlamak durumundayız.
Öyle olsa, böyle olsaydı, ama bu haksızlık, ben böyle olması gerektiğini düşünüyorum gibi fikirler sadece dilek ve temenniler bölümünde ele alınabilir.
Bu işi gerçekten yapacaksanız, mevcut yönetmeliklere göre başlayıp, yürürlükte olan ve gelecekte değişebilecek olan kanun ve yönetmeliklere göre yürüteceksiniz.
Bu iş devlet işi.
Devlet, babadır. Ama babamızın çiftliği gibi de hareket edemeyiz.
Yolunuz uzun, sabır ve kararlılıkla devam etmenizi ve göreve geldiğinizde de kanun ve adaletle yönetmenizi diliyorum.
01.07.2020
Merhaba Ufuk Bey,
Yazınızı okuyunca kendimin yöneticilik serüveninde şanslı olduğunu anladım. Çünkü hiç “Müdürlük Pandemisi” ne yakalanmadım.
Ben de 1979 yılında Yozgat’ta Fransızca Öğretmeni olarak göreve başlamıştım.Benim de hasbelkader 1 yıl öğretmenlik,4 yıl müdür yardımcılığı, 21 yıl okul müdürlüğü ve son olarak ta 15 yıl şube müdürlüğü. Son olarak dedim 02/11/2020 tarihinde emekliler kervanına katıldım.
Eskiden mevzuat daha sağlamdı. Öyle sınav mınav yoktu. Öğretmenliğimin ikinci yılında “seni müdür çağırıyor ” dediler. Korkarak gittim. Zira müdür öyle her zaman çağırmazdı.Gittim. Yüzünde sert ifade ile bana daktilo ile yazılmış bir kağıt uzattı ve imzalamamı istedi. “Okuyayım müdür bey dedim” okudum. Dilekçede “münhal bulunan müdür yardımcılığına atanmak istiyorum” yazıyordu. Ben istemiyorum diyerek kağıdı masasına bıraktığımda “Ne demek ben istemiyorum. Ben seni beğeniyorum ve yardımcım olmanı istiyorum . Bu işin raconu böyle. İmzala bakayım şunu” dedi. Biraz da sitem etti. Yöneticilik serüveni pandemisiz devam etti gitti.
O zamanlar yönetmelikler fırt pırt değişmiyordu. Lise ve Ortaokullar Yönetmeliğini yıllarca uyguladık. Liyakat ön plandaydı. Biz her şeyi müdürümüze sorar ve uygulardık. İlk müdürüm Bakanlık Müfettişi oldu. Şimdi müdür kendi yardımcısını seçemiyor. Sınavla atanan müdür yardımcısı “ben sınavla atandım” diye müdürünü beğenmiyor. Hiç bir makamı istemedim. Hep teklifler yukarıdan geldi, son olarak şube müdürlüğünü kabul etmediğim için zamanın vali yardımcısından fırça bile yedim zorla kabul ettirildim. Hasbelkader görevi yürüttük. Ben eskiyi özledim.
Profesyonel okul müdürlüğüne geçilmeli, müdür kadrolu olmalı. Nakillerde kadrosu ve tecrübesiyle gitmeli. Ama tam donatılmalı. Ücreti farklı olmalı. Müdür maiyetindeki herkesten fazla maaş almalı. Yolda giderken parmakla gösterilmeli. “Şu Beyfendi var ya okul müdürüymüş” dedirtmeli. Eğer bunu başaramazsak “Hayaller müdürlük, gerçek emekli öğretmenlik”
Görevinizde başarılar dilerim. Sağlıcakla kalın.