MEB Yönetici Görevlendirme Taslağı Üzerine
YÖNETİCİ GÖREVLENDİRME TASLAĞI ÜZERİNE
Son günlerde sosyal medya haber sitelerinde bakanlığın Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinde yeni taslak üzerinde çalıştığı ve bu taslağın sosyal medyadaki haberlerdeki metnine göre çeşitli değişiklikler olduğu görünmektedir. Böyle bir taslağın olduğu varsayımından yola çıkarak taslağı değerlendirecek olursak;
Bunlardan en başta göze çarpanlar Sözlü sınav sisteminin taslakta yer almaması, Müdür Baş Yardımcılığı kadrosunun sınavla ilk defa atama kapsamında geri gelmesi ve Ek1 değerlendirme kriterinin değişerek içeriğinin çoğaltılması görünmektedir.
Yine Taslakta yapılan önemli gelişmelerden birisi de Yazılı sınav konularının yüzdeliklerinin yeniden düzenlenmesidir. Mevcut yönetmelikte %35 olan Genel kültür ve Genel yetenek soru sayısı %10 olarak sadece Genel Kültür şekliden düzenlenmiş, İki yıldır EKYS Sınavlarında çokça eleştirilen %35 olan Eğitim Bilimleri soru sayısı % 20 ye düşürülmüş, yöneticileri en çok ilgilendiren mevzuat yüzdesi mevcut yönetmelikte %10 iken Taslak yönetmelikte %50 ye çıkarılması olumlu değişiklikler arasında görünmektedir.
Sözlü sınav uygulamasının sözü edilen taslakta olmaması ve Müdür Baş yardımcılığı kadrosunun gelmesi önemli ve olumlu gelişme görünürken, taslak olan Ek1 değerlendirme formunun içeriğinin karmaşık hale gelmesi aynı Ek1 in İlk defa Atanacaklara ve Yeniden görevlendirileceklere ortak kriterler olarak uygulanması olumsuz bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.
İlk başta ülkemizde tüm okullar aynı şartlara sahip değillerdir. Okullardaki fiziki ve ekonomik imkanlar, personel yetersizliği durumunda ücretli öğretmenler, okulların öğrenci sayısı ve veli profillerinin değişkenlik göstermesi Ek1 üzerindeki puanlama sisteminden puan alacak öğretmen ve yöneticilere eşit olmayan bir puanlama sistemi getirmektedir ve bu durum ileride çeşitli sorunlara da yol açmaya gidecektir.
Örneğin küçük ve orta sayıda 150 200 öğrencili her ilkokulda Ek1 deki kriterlerden olan evde eğitim, hastanede eğitim veya destek eğitimi olmayabilir ve yönetici bu kriterlerden puan alamayacaktır, yine örneğin bazı branşlar bu Ek1 kriterindeki puanlardan branşı itibariyle hiç puan alamayabilir.
Yine puanlara baktığımızda anaokulları öğretmen ve yöneticilerinin bu puanlama sistemindeki D,E ve F bölümünde Ödüller kısmı hariç öğrenci başarısına yönelik hiçbir kriter okullarında olamayacağı için puan alamayacaktır. Aynı şekilde F Bölümündeki kriterler kırsaldaki okullar ile şehirdeki okullarda çalışan öğretmen ve yöneticiler arasında puanlamada uçurumlar oluşturacaktır. Kriterlerden hizmetiçi eğitim başlığı sanki ülkemizde tüm okullarda hizmetiçi eğitimler veriliyor da oradaki yöneticilerin buradan ek puan alması anlamına geliyor. Bir ilde hele de küçük şehirlerin tamamında hizmetici eğitimler belli okullarda verilmektedir. Ya da diğer türlü hizmetiçi eğitimleri bakanlığın merkezi hizmetiçi eğitimleri olarak düşündüğümüzde sıkıntı daha da büyümektedir. Nasıl ki hizmetiçi eğitime başvuran herkese bu eğitimler çıkmadığı gibi hizmetiçi eğitim merkezleri de hep aynı olduğu sürece yönetici ve öğretmenlerin bu kısımdan puanlamaları yapılırken eşitsiz ve uygulaması hukuki sorunlar oluşturacak değerlendirme oluşturmaktadır.
Ek1 değerlendirme kriterlerinden İl Milli Eğitim Düzeyinde veya Bakanlık düzeyinde kurul ve komisyonlarda görev almış olmak şartı da yine puan adaletsizliğine neden olacaktır. İlçe veya köylerinde çalışan öğretmenlerin istese de bu kurullarda görev alamayacağı, il merkezindeki okul müdürü veya öğretmenlerin komisyonlara alınması şekli ise belirsizlik içermektedir. Kurul ve komisyonlara her türden okul ve kurumdan bir yönetici ya da öğretmen seçilecek olması ve uygulamanın yıllardır ilkokullarda A ilkokuluna, Ortaokullarda B ilkokuluna Liselerde C lisesine Anaokullarını Temsilen merkezin en popüler anaokuluna verilmesi oradaki yöneticinin liyakatlı olmasından kaynaklanmamaktadır. Zira O ilkokulda A yöneticisi değil de B yöneticisi olsa da yine kurul ve komisyon o okula verilmektedir.
Taslak Ek1 de 4 yıl Halk Eğitim Müdürlüğü ve Öğretmen evleri Müdürlüğünde çalıştıktan sonra Ek1 kriter değerlendirilmesi olacak olan yöneticiler puanlama karşısında Ek1 in F bölümünden nerdeyse hiç puan alamayacaktır. Özellikle 8 yılı aynı kurumlarda dolan bu yöneticiler puan olarak başka bir okula zorunlu olarak yer değişikliğinde bulunurken sıkıntı ile karşılaşacaktır. Diğer okul yöneticileri D,E ve F kriter başlıklarından puan toplarken bu yöneticiler sadece D ve E kısmında ödülleri varsa puan toplayacak, puanları yoksa sırf kurum türünden dolayı mağduriyeti yaşayacaklardır.
Kısa ve Özet geçecek olursak Ek1 in hem sınavla ilk atama hem de yeniden atamada bu haliyle kullanılacak olması eşitsizliğe yol açıp mağduriyetler çıkaracak hatta kurum kültürünü bozacaktır. Nitekim Ek1 kriterine baktığımızda mevcut yöneticilerin alabileceği puanlar ile öğretmenlerin alacağı puanlar ve Okulların eşit imkana sahip olmaması nedeniyle tüm kurumları ve tüm öğretmenleri “Ortak” noktada değerlendirebilecek Ek1 değerlendirme görünmemektedir.
Bunun yerine Sınavla ilk defa yönetici olacaklara ayrı bir Ek1 değerlendirmesi ve Yeniden görevlendirme ile okulunda ya da başka okulda görevlendirme isteğinde bulunan yönetici adaylarına ise ayrı bir Ek1 değerlendirme kriterleri düzenlenerek hem Sınavla ilk defa atanacaklara kendi aralarında ortak bir değerlendirme kriterleri oluşturacak, hem de Yeniden görevlendirilmek isteyen yönetici adaylarına “ortak” bir değerlendirme kriterleri oluşturacaktır. Yeniden atamada Ek1 in 40 puan barajının olması çok anlamsız kalmıştır. Zira 40 puanı geçemeyenin yöneticinin yöneticiliği bu okulların eşit imkana sahip olmaması nedeniyle düşmektedir. Bunun yerine yeniden atama Ek1 kriterinde Yöneticilere yönelik kriterlerin olması değerlendirme açısından anlamlı olacaktır.
Farklı bir değerlendirme ölçütü olarak da okullar eskisi gibi A-B-C şekliden kategorilendirilerek her kurum ve okul için ayrı bir değerlendirme ölçütü geliştirilebilir.
Yönetmelik taslağının “Yönetici olarak görevlendirileceklerde aranacak genel şartlar” adlı başlığındaki c)Eğitim Yönetimi Sertifikasına sahip olmak ya da eğitim yönetimi alanında tezli yüksek lisans veya doktora yapmış olmak şartı ise çoğu okullara yönetici görevlendirmede sıkıntı çıkaracaktır. Ülkemizde Üniversitelerin Yüksek Lisans ve hele de doktora kontenjanlarının azlığı, doktora yapmanın ekonomik olarak külfetinin olması ve ancak birkaç yıl sonra mezun olacak olması, doktora veya yüksek lisans yapan yöneticilerin fiilen derse girmediği durumlarda ( İlkokul, Anaokulları, özel Eğitimler; Halk Eğitim ve Öğretmenevi Yöneticileri ) ekders ücretlerinin artırımlı olmamasından dolayı bu şartı taşımak için teşvik edici olmadığı açıkça ortadadır. Doktora yapan bir öğretmen öğretmenlik yaparak daha fazla ücret almakla uğraşacaktır. Bu yüzden yöneticilerin özlük haklarının ve ekonomik haklarının daha da iyileştirilmesi önem arz etmektedir. Bu maddenin genel şartlara konulması yerine Ek1 in içerisinde değerlendirilerek bu kriterleri olan kişilere Ek1 de fazla puan verilerek yönetici görevlendirmede liyakata önem verildiğinin göstergesi olacaktır. Hatta yöneticilerin özlük haklarının ve ekonomik haklarının iyileştirilmesi önem arz etmektedir. Bir okulda Yüksek lisans ve doktora yapmayan bir öğretmenin Yüksek Lisans ve doktora yapan bir yöneticiden daha fazla ücret alması tüm bu durumlara gölge düşürmektedir.
Müdür Yardımcılığına görevlendirmedeki özel şartlara baktığımızda eskiden uygulanılan “Öğretmenlikte 4 yıl çalışmış olmak” şartı günümüz yönetmeliklerinde iki yıla kadar düşmüş, bu durum sözleşmeli öğretmen olarak atanan bir kişinin daha görevine başlamadan “acaba bu köy veya kasabadan nasıl kurtulabilirim” sorusuna çare olarak müdür yardımcılığına geçiş sürecini hızlandırmış ve istediği okula ve ilçeye geçince yöneticilikten istifa etmeye yönelmiştir. Bu yüzden en azından Ek1 kriterleri ile yönetici görevlendirmede likayat sisteminin tam anlamı ile bütünleşmesi için Öğretmenlikten müdür yardımcılığına geçiş süresinin 4 yıla çıkarılması daha uygun olacaktır. Zira Yukarıda bahsettiğimiz genel şartlardan Yüksek Lisans ve Doktora ülkemizde iki yıl ile sonuçlanabilecek bir eğitim süreci değildir.
Taslak Ek1 de ise belkide gözden kaçan teknik hata F bölümündeki ödüller kısmının Ek1 Genel açıklamalar kısmında bulunan “2- Bu formun D, E ve F bölümlerinde belirtilen her bir kriter kapsamında, değerlendirmenin yapıldığı yıl ve değerlendirmenin yapıldığı yıldan önceki dört yılda yapılan çalışmalar değerlendirilecektir” açıklamasıdır. Zira bu açıklama ile ödüller kısmını son 5 yıl içerisinde alınan ödülleri çalışma kriteri olarak değerlendirirken, ödüller kısmında ise Teşekkür, Takdir ve Aylıkla Ödüllerin de olduğu unutulmamalı bu teknik hata ile açıklamalar kısmı düzeltilerek 5 yıllık kısıtlamadan çıkarılmalıdır.
Tamamen katılıyorum hocan elinize sağlık. Kesinlikle biz yöneticiler özlük ve ekonomik haklarımızda bir düzenleme bekliyorduk. İkincisi iller arasında yönetici tayini olmadığına göre; iller arası öğretmen olarak giden bir yönetici neden bir yıl beklemek zorunda.
Sonuna Kadar haklısınız böyle bir ek1 haksızlık adaletsizlik 2017 de aynı anda atandığımız arkadaşla ben halk eğitimdeyim arkadaşım ilkokulda okulunda iyep açılmış destek odası açılmış özel sınıf açılmış hizmet içi eğitim açılmış hepsinden yönetici olduğu için puan alıyor biz halk eğitimde bunlardan hiçbirini açamıyoruz. Öğrencileri kurslarla halk eğitim olarak biz yetiştirmeye yardımcı oluyoruz öğrenci madalya alırsa da okulundaki müdüre sayılıyor Ayrıca öğretmenken aldığım başarı belgelerinin sayılmaması da ayrıca haksızlık ben atanacağım zaman mı başarı belgesi almak zorundayım. İnsanları haksız belge peşinden koşturmak zorunda bırakan bir ek1 . Dediğiniz gibi öğretmenevine yönetici olanlarda ise ek1 deki hiç bir kriteri uygulayamaz
İkinci dört yıllık fakülte bitirene 10 puan hizmet puanı verilirken neden aynı şekilde yönetici görevlendirmede de verilmemiş. Bu bir adaletsizlik olmaz mı ?